Yılın en sıcak olduğu Temmuz ayında gerçekleştirdiğimiz beyin yakan Güney Kore ziyaretimizin Seul’den sonraki durağı Busan oldu. Bir sonraki durağımız Japonya’da Konur ile buluşacağımız için ne yazık ki bu güzel ülke ve şehirlerde 10 gün geçirebildik.
–> Seul yazımızı okumak için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.
BUSAN’DA COUCHSURFING
Tren yolculuklarını hep seviyoruz. Seul’den bindiğimiz konforlu tren 2,5 saat kadar sonra Busan’a ulaştı ve istasyondan ayrılır ayrılmaz o bildik yanar fırından çıkan sıcaklığa benzer beyin eriten hava yüzümüze çarptı. Güney Kore deniz kenarı vs. dinlemiyor, başından sonuna sıcak ile test ediyordu bizi. İstasyondan çıkar çıkmaz istikametimiz şehrin biraz kuzeyindeki Ga Guseo metro istasyonu oldu. Couchsurfing sayesinde tanıştığımız ve evinde kalacağımız Dong-Hun ile burada buluşacaktık. Couchsurfing’i de seviyoruz. Bu sayede Kore ev hayatının nasıl olduğunu görme şansımız oldu. Toplamda 4 gece 5 gün geçirdiğimiz Busan’ı Dong-Hun sayeside çok daha kolay keşfedebildik.
Busan Seul’den daha ufak bir şehir ancak sanırım biz burayı Seul’den biraz daha fazla sevdik. Bu konuda burasının bir deniz şehri olmasının etkisi olduğunu düşünüyoruz. Kafabidunya olarak seyahatimiz başladığından beri yüzememiştik, sonunda Busan’da denize de girebildik. Hatta plajda tüm gün yayılarak keyif yaptığımızı da mutlulukla söyleyebiliriz. Ancak söylemeden edemeyeceğim; Genel olarak tüm Güney Kore’de mi böyle yoksa Busan’a has bir durum mu bilemiyorum ancak plajlarda akşam üzeri 6’dan sonra denize girmek yasak. Sebep? Güvenlik? E güneş 9’da kararıyor, ne anladım ben bu işten diyebilirsiniz. Ben dedim çünkü ama çıkartıyorlar efendim. Ben zaten böyle bir kuralın olamayacağını düşündüğüm için hiç ırgalamadım, yavaş yavaş denize doğru süzüldüm 6’yı 10 geçe, güvenlik gelip denizden çıkmamı söyledi. Hala anlamadım, nasıl yani? Neden çıkıyorum, bi durum mu var diye sordum. 6’dan sonra denize girmek yasak dedi. Sebebini sordum, güvenlik cevabını aldım. Dedim normal mi bu? Benim bunu sorguluyor olmama şaşırdı o da. İki şaşkın birbirimize bakakaldık. Daha sonra sadece bu güvenlikçi arkadaşı kırmamak için denizden çıktım.
GWANGALLI PLAJI
1.4 km uzunluğundaki bu plaj ipince kumsalı ile meşhurdur. Sahil boyunca bir çok bar ve restoran bulunmaktadır. Gündüzleri halka açık bir plaj olarak ilgi çekerken, akşamları ise eğlence hayatının merkezi durumundadır. Plajın tam karşısında Gwangandaegyo Köprüsü bulunmaktadır ve akşamları ışıklandırılan bu köprüyü izlemek için genç yaşlı bir çok ziyaretçi plajı dolduruyor.
HAEUNDAE PLAJI
Yüzmek için Gwangalli’den daha güzel olduğunu söyleyebiliriz. 1.5 km uzunluğundaki bu plajın bembeyaz kumsalı görülmeye, tertemiz suyu ise yüzmeye değer.
SHINSEGAE CENTUM CITY ALIŞVERİŞ MERKEZİ
Guiness Rekorlar Kitabı’na göre dünyanın en büyük alışveriş merkezi burasıdır. Biz gittik gördük, gerçekten büyükmüş. Ama en nihayetinde bir alışveriş merkezi.
JAGALCHI BALIK PAZARI
Busan limanında yer alan bu balık pazarı, Kore’nin en büyük deniz ürünleri marketi. Hem canlı hem de kurutulmuş deniz ürünlerinin binlercesini bulabileceğiniz bu pazar yeri oldukça ilginç bir bölge. BUrayı ziyaret ederseniz pazardan aldığınız balıkları direk hazırlayıp yiyebileceğiniz restoranlar bulunuyor.
BIFF MEYDANI
Busan’ın modern film merkezi. Busan Film Festivali’nin gerçekleştiği yer burası. Şu an ise sadece film değil aynı zamanda alışveriş sokakları ve restoranlarıyla Busan’ın en hareketli merkezlerinden bir tanesi. Jagalchi Balık Pazarı’na çok yakın olan bölge ziyarete değer.
YONGDUSAN PARKI
BIFF Meydanı ve Jagalchi Balık Pazarı’na oldukça yakın olan bu parktaki Busan Kulesi’ne çıkıp manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Bölge çok hareketli olmasına rağmen bu park oldukça sakin bir kaçış noktası.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ANITI
Birleşmiş Milletler tarafından yaptırılmış olan anıt mezardır. Kore Savaşı’nda hayatını kaybetmiş askerler BM Çokuluslu Gücü’nün askerleri için yaptırılmıştır. Anıt mezarlık içerisinde Türk askerlerinin yattığı kısıma “Busan Türk Şehitliği” adı verilmiştir. 462 Türk askeri burada yatmaktadır.
Hem Seul hem de Busan gökdelenlerle dolu yüksek şehirler. Ülkenin kalan yerlerinde olduğu gibi her yer derli toplu ve tertemiz. Ancak insanlar, sokaklar hatta binalar dahi tek bir prototipten çıkmış gibi. İnsanların kıyafetleri, hal hareketleri neredeyse aynı. Sokaktaki ağaçların dal şekilleri bile birbirine çok benziyor, sanki maket gibi. Biz daha önce bu kadar düzenli bir ülkede bulunmamıştık. Ancak bu kadar düzen bir süre sonra biraz rahatsızlık verebiliyor. Biz İsviçre’de 6 yıl yaşadık, İsviçre’nin düzen ve kurallar ülkesi olduğundan bahsederken Güney Kore’yi görünce bu konuda İsviçre’ye olan sempatimiz biraz daha arttı. Bu sıkı tertibe rağmen yine de Güney Kore’yi oldukça sevdiğimizi söyleyebiliriz.
Bu ülkede oldukça hoşumuza giden bir başka konu ise yeme&içme kültürü oldu. Şehrin her köşesi restoranlar ile dolu. Bir çok farklı yiyecek seçeneği mevcut. Tabi daha da hoşumuza giden bir konu var ki, eskiden Türkiye’de de olduğu gibi (ne yazık ki artık yok) hangi restorana girerseniz girin su ikram olarak geliyor. Masaya oturur oturmaz biz gibi su dolu sürahi ve bardaklar menü ile birlikte geliyor. Starbucks gibi kahve zincirlerinde dahi sürahi bir köşede duruyor. Su gibi herkesin ihtiyacı olan bir içeceğin sorgusuz sualsiz ikram edilmesi bizce de doğru olan bir şey.
Güney Kore bizim için ilginç bir deneyim oldu. Avrupa kültüründen artık uzakta olduğumuz için, tattığımız, gördüğümüz her şey yeni idi ve yeni deneyimler her zaman ilgi çekicidirler.
Güney Kore ile ilgili hazırladığımız videoyu aşağıda izleyebilirsiniz. Eğer beğenirseniz lütfen paylaşın=)
Ne Yenir & İçilir?
- Kimchi (Fermente Sebze), Kore mutfağının en eski, belki de en önemli yemeğidir. Fermente edilmiş sebzelerden oluşan bu yemek bol baharatlı ve ekşi bir tada sahiptir.
- Bibimbap (Karışık Pilav) için karışık malzemelerle hazırlanan bir çeşit pilav yemeği diyebiliriz. İçinde tabi ki pirinç, namul (sote sebzeler), mantar, dana eti, soya sosu, gochujang (acı biber salçası) ve kızarmış yumurta bulunur.
- Bulgogi (Marine edilmiş ızgara dana eti) sulu ve lezzetli bir yemetir. Et genellikle sarımsak ve dilimlenmiş soğan ile birlikte ızgara edilir.
- Japchae (Karışık erişte kızartması), Kore mutfağının geleneksel yemeklerinden bir tanesidir. Tatlı patates, erişte, dana eti, rendelenmiş sebze, soya sosu ve şeker tavada birlikte pişirilir.
- Hoeddeok (Tatlı şuruplu krep) Kore sokaklarının meşhur yiyeceğidir. Özellike kış mevsiminde bolca tüketilir.
- Ddukbokkie (Baharatlı Pirinç Keki) aynı zamanda tteokbokki olarak da telafuz edilir. Silindir şeklindeki pirinç hamurları, üçgen balık hamuru, sebzeler ve tatlı acı sos ile birlikte pişirilir. Genellikle Pjongmacha (sokak satıcıları) tarafından satılmaktadır.
- Seolleongtang (Öküz Kemik Çorbası) öküz kemiği, öküz göğüs etinden yapılan bir çeşit geleneksel Kore çorbasıdır. Seul’un tuz, karabiber, doğranmış yeşil soğan ve rendelenmiş sarımsak ile birlikte servis edilen yerel bir yemeğidir. Suyu sütlü beyazımsıdır ve genelikle pilav ile birlikte servis edilir.
- Soondubu Jiggae (Yumuşak tofu güveç) yumuşak tofudan yapılan, baharatlı, sebzeli bir yiyecektir. İçinde mantar, sebzeler, deniz ürünleri, sığır ya da domuz eti ve gochujang (acı biber salçası) bulunur.
- Samgyeopsal (Domuz Şeritleri) marine edilmiş domuz etinin ızgara edilmesidir. Pişen etler, tuz ve susam yağına batırılır ve içine dilimlenmiş sarımsak, ızgara soğan ve kimchi eklenmiş marul yaprağına sarılarak servis edilir.
- Hobakjuk (Kabak püresi) buğulama kabak ve pirinç bulamacı ile hazırlanan Kore püresidir. Çok tatlı ve lezzetli bir kabak yemeğidir.
- Naengmyeon (Soğuk karabuğday eriştesi) uzun, ince erişte parçaları, Kore armut dilimleri, et dilimleri ve çokça haşlanmış yumurta ile birlikte pişirilir. Soğuk olarak yenir.
- Samgyetang (Ginseng tavuk çorbası) başka bir geleneksel kore çorbasıdır. İçinde Tavuk, sarımsak, pirinç, taze soğan ve hünnap vardır.
GALERİ
[AFG_gallery id=’9′]